Ebeveynlik,  minimalizm

Giyimde Sadeleşme

Şu hayatta en çok vakit harcadığımız şeylerden biri de giyinmek! Ben uzun yıllardır giyimde sadeleşmeye çalışıyorum. Minimalizmle tanışma hikayemi anlattığım yazımda da bahsettiğim gibi henüz üniversite yıllarımda Kuzey Avrupa kültürü ile tanışmamın etkisi çok büyük oldu. Henüz okumadıysanız, önce o yazıya buradan buyrun! 

Üniversite yıllarımda oldukça az kıyafet ile yaşamaya alışmıştım, fakat daha sonra çalışma hayatına adım atmam ve evlenmem ile birlikte içinde bulunduğum roller değişti. Bu rollere uygun kıyafetlerim ise hiç yoktu! Bu yüzden benim için alışveriş yapma, kendi tarzını arama, çok beğenip satın alma, satın alıp kullanmama dönemi yeniden başladı. Bir iki yıl bocalamanın ardından bir gün Project 333 bloguna denk geldim. 

Böylece benim için yeniden kıyafetlerimi azaltma, daha fazla satın almama, az kıyafet ile aylar geçirme dönemi başlamıştı! 

Giyimde sadeleşmek için kullandığım ikinci el alışveriş ve kapsül gardrop yöntemlerini daha detaylı açıklayacağım.

1. İkinci El Giyinmek

Üniversite yıllarımda minimalizm adına attığım ilk adım giyimde sadeleşmek oldu. Tabii bunun adının “minimalizm” olduğunu bilmiyordum. Finlandiya’da herkes ikinci el giyinir. (O dönemki cumhurbaşkanı Tarja Halonen Avrupa Parlamentosu toplantılarında dahi ikinci el kıyafetler giymesi ile meşhurdu). Yani ikinci el giyim özendirilen bir kavram, bizdeki gibi “bit pazarı” denmiyor ikinci el mağazalarına. “Durumu olmayanlar” ikinci el giyinmiyor, herkes doğaya daha saygılı olmak ve daha az tüketmek adına bu kültürü sürdürüyor. Aynı zamanda çeşitli derneklere bağışlanan ikinci el kıyafetler satılarak yardım fonları oluşturuluyor. Yani, nereden baksanız kazançlı bir şey ikinci el alışveriş. 

Türkiye’de de son yıllarda ikinci el alışveriş çok yaygınlaştı. Özellikle internet üzerinden ikinci el kıyafet almak da satmak da mümkün. Dolap, Gardrops veModacruz uygulamaları benim kullandıklarımdan. Bu uygulamalar alıcıya garanti veriyor, önce sizden ücreti alıyor fakat satıcıya ulaştırmıyor, ürün elinize ulaştığında eğer onaylarsanız satıcıya parası ulaşıyor. Yani ikinci el kıyafet satın alıp kazıklanma ihtimali ortadan kalkıyor.

Ben de önce giymediğim kıyafetlerimi ikinci el satarak veya ihtiyaç sahiplerine doğrudan ulaştırarak azalttım.  Daha sonra ise, bir şey almam gerektiğinde ilk önce ikinci el bulup bulamayacağıma baktım. Özellikle tek sefer giyeceğiniz parçalarda (arkadaşınızın düğününde giyeceğiniz elbisenize uygun topuklu ayakkabı mesela!) ikinci el alıp sonrasında yeniden satmak çok mantıklı! 

İkinci el alışveriş yaparak daha az para harcamanızın yanı sıra acımasız şartlarda üretim yapılan ve insan canını hiçe sayan endüstriye de minimum katkı sağlamış oluyorsunuz. Tekstil işçileri ile ilgili “The True Cost” belgeselini izlemenizi öneririm. Buraya belgeselin trailer linkini bırakıyorum. Bu belgeseli izledikten sonra, en azından “made in Bangladesh” baskılı kıyafetleri almayacağınıza eminim! Ben daha adil üretimi desteklemek için mümkün olduğunca yerel olan ve gerçek maliyetini ödediğim giysiler almaya çalışıyorum. Bu da daha az sayıda kıyafet sahibi olmak demek.

2. Daha Az Kıyafetle Yaşamak

2014 yılında kapsül gardrop fikri ile tanıştım. Project 333 adıyla başlayan ve daha sonra kitlelere yayılan kapsül gardrobun temel mantığı 33 parça eşya ile 3 ay geçirmek.

Bu 33 parça eşyaya, çantalar, ayakkabılar, giysiler, takılar ve aksesuarlar dahil. Spor kıyafetleri, evde giydiğiniz kıyafetler ve iç çamaşırları ise dahil değil. Kapsül gardrop oluştururken en sık giydiğiniz renklerden bir ana renk, iki yada üç ara renk seçiyorsunuz ve böylece dolabınızdaki tüm kıyafetler birbiri ile uyumlu ve şık oluyor. 

Kapsül gardrop hazırlanırken zaman kazandırması yönüyle beni çok rahatlattı. Her sabah yaşadığım, “bugün ne giysem” derdim kalmadı. Hazırlanırken “giy, olmadı, geri çıkar” stresinden kurtardı. Kendime göre hepsi şık ve rahat kombinler yapmıştım ve neyi ne ile giyeceğim belliydi. 

Kapsül gardrobunuzu oluşturduktan sonra 3 ay boyunca alışveriş yapmıyorsunuz. Eğer bir şeyi çok almak isterseniz ve ihtiyacınız olduğunu düşünürseniz dolabınızdan iki parça eksiltmeniz gerekiyor. Tüm parçaların elzem olduğu bu dolaptan 2 parça eksiltmek yerine, tabii ki yeni bir şey almamayı tercih ediyorsunuz. Dolayısıyla bu akımın bana sağladığı ikinci büyük faydası, para ve alışverişe harcadığım zamandan tasarruf oldu. AVM’lere hiç gitmemeye başladım, çünkü almam gereken bir şey yoktu. Boş zamanlarımda internet alışveriş sitelerinde ne kadar zaman öldürdüğümü de böylece fark ettim. 

Birkaç mevsimi kapsül gardrop ile geçirdikten sonra hamile olduğumu öğrendim ve hamilelik boyunca 33 parçadan  çok daha az eşya ile yaşadım. Şu an kıyafetlerimi saymıyorum fakat günlük giydiğim çok az kıyafetim olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’den İtalya’ya taşınırken “belki giyebileceğim ortam olur” diye düşünerek getirdiğim elbiseler, ceketler, bluzler bir yıldır dolabımda bekliyorlar, onları da en kısa zamanda elden çıkarmam gerek. 

Önümüzdeki sonbahar için yeni bir kapsül dolap hazırlamayı düşünüyorum. Var olan kıyafetlerim ile hazırlamak ilk hedefim. Eksiklerim olursa alacağım ve önümüzdeki 3 ay bir daha alışveriş yapmayacağım. 

Özetle, daha mutlu ve sade bir yaşam için giyimde sadeleşmeye çalışıyorum. Modern dünyada yaşarken ve bu kadar tüketim uyaranına maruz kalırken bu her zaman kolay olmuyor, bazen ipin ucunu kaçırıyorum elbette. Fakat geri dönüp baktığımda nasıl göründüğüm ile ilgili stresim daha fazla tükettiğim zamanlarda artış gösteriyor.

“Hem alışverişe bunca zaman ve para harcıyorum hem ne giyeceğini bulamadığım için strese giriyorum! Bu işte bir terslik var!” deyip yeniden sadeleşmeye gidiyorum. Herkese de tavsiyemdir!

Bir Yorum

  • Ebru

    Merhaba ? Sade yaşam konusunda yazınızda verdiğiniz faydalı bilgiler için teşekkür ederim. ? Yaklaşık 2 senedir, sade yaşamı ben de hayatıma uygulamaya ve oluşturduğum bu sade düzeni korumaya çalışıyorum. ‘’SADE’’ kitabıyla ilgili yazmış olduğum blog yazıma https://www.tarz2.com/sadeleserek-ozgurles linkinden ulaşabilirsiniz. ? Yazılarınızın devamının gelmesi dileklerimle, keyifli okumalar dilerim. ?

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir