çocuk psikolojisi,  psikoloji

Çocuğum Çok Zeki, Ne Yapmalıyım?

Son yıllarda sık duyduğumuz bir cümle, değil mi?

Bazen anne babalar bunu direk olarak söylemeseler de öyle düşünüyorlar. Ne yalan söyleyeyim, Aylin’den beklenmedik zamanlarda bir zeka pırıltısı görünce benim de içimde hafiften bir yükselme oluyor. Fakat çocuğumu zeki gördüm diye koşa koşa gidip zeka testi yaptırmalı mıyım? Yaptıracaksam kime yaptırayım? Bana göre normal ama  etrafımdakiler “aman bu çocuk çok zeki, ölçtür mutlaka zekasını” minvalinde çok baskı yapıyor diyenler… Türkiye’de zeka testleri dosyasını açıyorum.

Hangi zeka testini yaptırmalıyım?

Ülkemizde en güvenilir zeka testi WISC-4 isimli test. Testi uygulama yetkisi yalnızca Türk Psikologlar Derneği tarafından psikologlara veriliyor. Testi öğretirken altı çizilen en önemli etik, ailelere test sonucunun rakamsal olarak bildirilmemesi gerektiği.

Peki, annesi babası olarak testi biz yaptırıyoruz, bize neden sonucu söylenmiyor?

Bu uygulamanın sebebi, ailenin tavrının sonuca göre ister istemez değişecek olması.

Anne baba her ne kadar kendini kontrol etmeye çalışsa da, sonuçta mutlaka çocuklara yönelik etiketleme gerçekleşiyor. Bu yüzden, testi sertifikalı olarak uygulayan uzmanlar ailelere verdikleri WISC-4 raporunda rakam bildirmiyorlar, sonucu kapalı zarf halinde testi talep eden kuruma (okul, hastane gibi) yolluyorlar. Ailelere de kategorik sonuç bildiriliyor. Yani, zeka seviyesi olarak çocuğun içinde bulunduğu kategori söyleniyor.

Elinde sertifikası olmadan, yalnızca ticari kaygılar güderek testi uygulayan kişilerin hem doğru uyguladıkları meçhul, hem de ailelere sonuç bildirmeleri etik değil. Hele ki, üstün zekalı olduğu belirlenen çocuklar üzerindeki artan beklenti sebebiyle, kaygı bozuklukları ve depresyona yatkınlıklarının arttığı yönünde çalışmalar varken, ebeveynlerin testi uygulayacak olan uzmana rakamsal sonuç talep etmediklerini söylemeleri dahi gerekir bence.

Kaç yaşında zeka testi yapılır?

İkinci ve en önemli mevzu, bu test 6-16 yaş aralığı için geçerli olması yani okul öncesi dönemi kapsaması. Zeka testi adı altında neredeyse bebeklikten itibaren yapılan diğer testler Gelişimsel Tarama Testi olarak geçiyor. Bu testlerin amacı eğer varsa çocuğunuzun gelişim geriliğini tespit etmek. Bu testlerin standardizasyon çalışmaları epey eski olduğu için günümüz çocukları hep “ileri seviyede” çıkıyor. Bu duruma tavan etkisi deniyor ve uzmanlar bu sonucu tabii ki dikkate almıyorlar. Sadece gelişim geriliği saptanırsa test sonucu dikkate alınıyor, sonucu üstün çıkanlar da “normal gelişim seviyesinde” kabul ediliyor. Yine ticari kaygı güden birileri, çocuğunun zeki olduğunu duymak isteyen ebeveynlere bu testleri uygulayıp istedikleri sonucu rahatlıkla verebilirler.

Sadece gözlemlerimizle bile çocuklarımızı etiketlemeye yatkın ebeveynler olarak, bir de zeka testi raporu olsa elimizde neler yaparız, siz düşünün!

Peki, çocuğum gerçekten zeki ise etiketlemeyeyim mi? Bu olumlu bir etiket değil mi?

Aslında etiketlemenin en tehlikeli tarafı da bu, etiketler çoğunlukla gerçeklere dayanıyor. Burada kaçırılan nokta, bazı gerçeklerin çocuklarımızın üzerine giydirilmeden zamana bırakılması gerektiği.

Üstün zekalı gözüken 3 yaşındaki bir çocuğa neden test yapılmıyor? Çünkü araştırmalar gösteriyor ki, farklı alanlarda üstünlük gösteren çocuklar yaklaşık 6 yaş civarında zeka seviyesi olarak ortalamada buluşuyorlar. Fakat ebeveyni daha 3 yaşındayken çocuğuna “çok zeki” yaftası yapıştırırsa, çocuk hayatı boyunca zekası ile ilgili beklentileri karşılaması gerektiğini düşünüyor. Hatta belki oynayacağı oyunlar bile üstün zekasını daha da parlatmak üzere planlanıyor. Yani, öyle bir tohum ekiliyor ki çocuğunun içine, sarmaşık gibi sarıyor ve zamanla bir birey olarak özgürlüğünü kısıtlıyor. Hatta biraz fazla ileri gidersek, “Aptal da olsam annem ve babam beni sever.” inancı yok oluyor.

“Koşullu sevgi”ye giden yol işte böyle iyi niyet taşlarıyla örülüyor. 

Çocuğum üstün zekalı, şimdi ne yapmalıyım?

Gerçekten o nadir rastlanan üstün zekalılardan ise çocuğunuz? Eğer öyle ise ve bu durum size bir uzman tarafından raporlanmış ise bundan sonra işiniz gerçekten zor. Çünkü ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde üstün zekalılara yönelik imkanlar oldukça kısıtlı. Bu çocuklar için klasik eğitim sisteminde hem içerik olarak tatmin olmuyor hem de norm dışındaki her çocuk gibi zorbalığa maruz kalıyorlar.  Eğer kapsamlı bir koruyucu çalışma yapılmazsa, ileride psikoterapiye başvurma sebepleri genellikle depresyon ve kaygı bozuklukları oluyor.

Eğer çocuğunuz üstün zekalı ise, hem eğitim desteği hem de ekstra psikolojik destek sağlamalısınız. Zekası ile ilgili etiketlemelerden ise kesinlikle uzak durmalısınız!

Özetle, bir eğitimci, psikiyatr veya psikolog talep etmeden ölçtürmeyin efendim çocuklarınızın zekasını falan. Hatta talep edildiğinde de sorgulayın, ne farklılık görüldü de talep edildi, ölçülmesi durumunda ne değiştirecek, ölçüldükten sonra nasıl bir yol izlenecek…

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir