italya'da yaşam

Bebekle Yurtdışına Taşınma Kararı

Taha’nın mesleği gereği (mühendis) her zaman yurtdışında bir süre çalışıp deneyim kazanma hayali vardı. Ben de lisans öğrencisiyken Erasmus değişim programı ile Helsinki’de bir dönem okumuş ve Kuzey Avrupa refahını ucundan tatmıştım. Bu sebeple, bir süre gidip Avrupa’da yaşamak benim de hoşuma giden bir fikirdi. Evlendiğimiz günden beri ara ara doktora pozisyonlarına, iş imkanlarına falan bakıyor ama bir yandan tüm bu değişiklikler zor geldiği için bu fikri hep erteliyorduk. İkimiz de üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışıyorduk, evimiz, arabamız, kurulu düzenimiz vardı.

Peki, kurulu düzenin ve ailelerimizle aynı şehirde yaşamanın keyfini sürmek varken ne oldu da Aylin doğduktan 1 sene sonra taşınma kararı aldık?

Aylin 2016 yılı Temmuz ayında doğdu. O dönem Türkiye’de yaşanan beklenmedik olaylar, bize de yeni ebeveynler olarak İstanbul’da güvensiz hissettirdi. Önce, Taha Yalova Üniversitesi‘nde çalışıyor olduğu için öncelikle Yalova’ya taşınmayı düşündük. Ben küçük şehirde zorlanır mıyım, Yalova’dan Nişantaşı’ndaki kliniğe nasıl gidip gelirim, yoksa işi de mi taşımalı diye düşünürken bir yandan da yurtdışında iş arayışına başladık ve Taha’nın içine sinen bir iş bulması sonucunda Eylül 2017’de İtalya’nın Trieste şehrine taşındık.

Taşınma ve Yeniden Yerleşme

Göçme kararı ev taşımak gibi olmuyormuş. Çok yoğun duygular içerisinde oluyor insan, bir yandan kaygı, bir yandan üzüntü, bir yandan heyecan… Taha’ya iş teklifi sunduklarında kararımızı bildirmemiz için kısa bir süre tanımışlardı ve bu süre içerisinde bizim gelip Trieste’yi görmemiz imkansızdı. Bu yüzden aslında iş sözleşmesi gereği en az önümüzdeki 3 sene yaşayacağımız şehri bile görmeden teklifi kabul etmiş olduk. Trieste’nin nasıl bir yer olduğu ile ilgili hem endişe hem de heyecan hissediyorduk. İstanbul’a göre çok küçük bir şehir olduğunu biliyorduk. “Acaba yapacak bir şey bulamayıp bir süre sonra sıkılır mıyız? İnsanlar İngilizce konuşabiliyorlar mıdır? Taha işe gittiğinde ben Aylin’le yapılabileceğim aktiviteler bulabilir miyim? İtalyanca bilmeden arkadaş edinebilecek miyim?” bunlar şehre dair kaygılarım idi.

Diğer yandan küçük bir şehirde yaşama fikri beni heyecanlandırıyordu, trafik yok, kalabalık yok, zaman kaybı yok… Eve yürüyüş mesafesinde parklar, bahçeler, küçük cafeler hayal ediyordum. İtalya’nın küçük bir şehri olması ise ayrı bir merak konusu idi. İtalyan kültürünü çok merak ediyordum. Daha önce pek turist olma imkanımız bile olmayan bir ülkede yaşamak bizim için bambaşka bir deneyim olacaktı. İtalyanca öğrenmeyi de çok istiyordum.

Göçme kararıyla ilgili mesleki endişem ise, 4 yıl emek verdiğim ve bir düzen oluşturduğum psikoterapi merkezini devretmek zorunda olmaktı. Psikoterapist olarak yurtdışında çalışabilmek için o ülkenin diline ve kültürüne uzun yıllar aşinalık kazanmak gerektiğini biliyordum. Fakat, hamilelikten itibaren bir süredir online psikoterapi yapıyordum ve bizim gibi Türkiye’den göçenlerin terapiye ihtiyaç duyduklarında anadilini konuşamayan bir psikoterapiste gitmek yerine online psikoterapiyi tercih edebileceklerini düşündüm. İtalya’da bir yandan online psikoterapist olarak çalışmaya devam edip bir yandan da doktora tezimi yazabilirdim.

Aslında göçmek taşınmaya benzemiyor desem de bir ev dolusu eşyanın toparlanması gerekiyor. Biz Trieste’ye eşyalarımızı taşımadık, Ankara’da dedemizin boş duran bir evine taşıdık tüm evimizi. Aslında taşıdık dediğime bakmayın, işlerin çoğunu biz Trieste’ye geldikten sonra anne babamız halletti. Ankara’ya giden eşyalarımız ise oradaki teyzelerimizin el birliği ile eve yerleştirildi.

Yani yurtdışına taşınacaksanız, hele ki küçük bebeğiniz varsa, yardım almadan bu işleri halledebilmek çok zor. Taşındıktan 9 ay sonra Ankara’daki evimize gidip kalma fırsatımız oldu ve çok karmaşık hisler yaşadım. Burukluk, üzüntü, bir yandan kendimle ve ailemle duyduğum gurur… Evimizin eşyalarının başka bir eve yerli yerince yerleştirilmiş olması, onca emek, işbirliği, bizim evimiz, bizi bekleyen evimiz…

İnsan eşyaya değil de yüklediği anlamlara, yaşanmışlıklara, alırken kurulan hayallere ne kadar da bağlanıyor aslında.

Bir de kıyıp da kullanmadıklarımız var, porselen tabaklardan vanilya çubuğuna kadar… Bu süreçte öğrendiğim başka bir şey de bu oldu, kullanacaksan al ve kullan.

Evet, arkamızda bıraktıklarımız var ama bir de buraya gelirken bulmayı ummadığımız iyilikler, yardımlaşma ve dostluklar da var. Bize Trieste’nin ilk hediyesi henüz taşınmadan sorularımı sormak için yazdığım İtalya’da Yaşayan Türkler Facebook grubu üzerinden tanıştığım Burcu.  Bu şehre bu kadar hızlı uyum sağlamamızın bir numaralı sebebi aslında. Sevdiklerimizi ardımızda bırakıp gelmenin burukluğunu Burcu’nun sıcak karşılaması ile azalttık. Bizi ailesinden hissettirdi, güzel ailesi bizim de ailemiz oldu. İyi ki Trieste’ye gelip onu tanımışız.

Buraya yalnızca valizlerimizle geldiğimizde yaklaşık 1 ay boyunca işyerinin bizim için ayarladığı B&B bir evde kaldık. Trieste’de ev bulmanın beklediğimizden çok daha zor bir süreç olduğunu gördük. Eşyalı ev aramak bu işi zorlaştıran ilk faktörlerden birisi. Eşyalar fazla İtalyan ve bebekle yaşamak için genellikle uygun değildi. Aynı zamanda, yokuşlu bir şehir olan Trieste’de, Aylin’le benim aktif olabilmemiz için şehir merkezinde bir ev bulmamız da gerekiyordu.

Velhasıl ev bulmak kolay olmadı, ev arama sürecinde ırkçılığa bile maruz kaldık. Evini beğendiğimiz ve sözleşme imzalama aşamasına geldiğimiz bir ev sahibi, son anda Türk olduğumuz gerekçesi ile evi kiralamaktan vazgeçti. Maalesef burada Türklerin imajı pek parlak değil. Bu durum insanlara ırkı üzerinden muamele yapmanın ayıbını örtmez gerçi ama…

Burcu’nun yardımları ile bulduğumuz ilk evimize Kasım ayı başında taşındık. “Tam bir İtalyan babaanne evi! Tam hayal ettiğim gibi!” nidalarıyla taşındığım evde daha sonra çok fazla eşya olduğu için rahat edemedik. Bir türlü derleyip toparlayamadık, Aylin hareketlenmeye başladıkça o eşyalar başa bela oldu.  Yaklaşık 4 ay sonra şimdi oturduğumuz daha şehir merkezinde ve daha modern döşenmiş evimize taşındık. Şu an için eve yerleştik diyebilirim.

Yerleşmek, yalnızca eve yerleşmek değilmiş. İnsanın zihnen bir yere ait hissedebilmesi için çok daha uzun zaman ve emek vermek gerekiyor. İlk 6 ay kesinlikle uyum sağlamaya çalışmakla geçiyor. En basitinden markete gittiğinde artık etiket okumaya çalışmadan neleri alıp çıkacağını bilmek, evdeki eksik eşyaları tamamlamak, şehirde belli rutinlerinin oluşması, sevdiğin restoranlar falan olması demek yerleşmek. Dil öğrenmeyi de sayarsak en az 3 yıl gerekir. Biz Kuzey İtalya’da ve sınırda olduğumuz için İngilizce bakımından biraz şanslıyız diyebilirim. Bir şekilde işlerimizi hallediyoruz, ama tıkandığımız noktalar da çok fazla oluyor. İtalyanca biliyor olsaydık çok daha kolay uyum sağlayacağımıza eminim. 

Beklentilerimin ne kadarını karşıladı bu şehir, ne kadarını aştı, bize nasıl iyi geldi, nelerde zorlandık… Bunlar bu yazıya sıkıştırılmadan daha sonra başka bir başlıkta upuzun yazılmalı diye düşünüyorum. Fakat özetle söylemek gerekirse, daha önce adını bile duymadığımız bu şehir, Trieste, yaşamak için harika bir şehirmiş.

2 Yorum

  • Ayla

    Nurayim su gibi okurken yazdiklarini, tum o surecte yasadiklarin gozumun onunden gecti. Bazen ikinci kez dinliyormus tanidikligiyla bazen de kacirdigim duygulari simdi fark etmenin buruklugu ve gucune duydugum saygiyla okudum.. Her surecte engeller var elbet. Engellerin ne kadari zihnimizde ne kadari fiziki olarak hayatimizda bunu ayirt etmek icin niyetimiz de sorularimiz da daim olsun. Sil bastan bir sehre gitme arefesinde olan bana isik oldun. Kucaklarim:)

    • Nuray Gücin

      Zorluklar büyümenin bir aracı aslında. Burada yaşadığım bir sürü deneyimi İstanbul’da yaşamayacaktım, son 1 yılda ben de Aylin’le birlikte baya büyüdüm. Senin İstanbul’a taşındığın ilk günleri hatırlıyorum da, zihnen ne kadar uzak kalmışız uyum sağlama süreçlerine. O zaman eminim çok sıkıntılar da yaşadın ama artık yeni bir yerde hayat kurma konusunda tecrübelisin. Yeni şehirde, yeni işinde, Ömür’le yeni hayatında bambaşka deneyimler yaşayacağına eminim. Sevgiyle kucaklıyorum 🙂

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir